MUSA EMRE ERBİ'DEN SOSYOLOJİ VE AİLE ÜZERİNE
Sosyoloji.. neredeyse hepimizin yabancı olduğu bir kavram. Sosyoloji deyince hemen hemen bütün insanlar yabancı gözlerle yakmaktalar.Peki nedir Sosyoloji? Aslında sosyolojinin tamamen içerisindeyiz ancak çok fazla okuma ve araştırma alışkanlığımız olmadığı için maalesef bilmiyoruz. Sosyoloji en genel tanımı ile toplum bilimidir. İnsanların sosyal hayattaki etkileşimlerini inceleyen bir bilim dalıdır diyebiliriz.
Bu işi yapanlara ise Sosyolog denir. Sosyoloji, toplumda meydana gelen birtakım sorunları tespit edip çözüm yolu bulmaktadır. Örneğin herhangi bir şehirde intihar oranları hızlı bir şekilde arttığını var sayarsak, İntihar oranının artmasını ve çözüm önerilerini bulmak Sosyoloji bilimi ve Sosyoloğun en temel görevidir. 19. Yüzyılda Avrupa’ da Sanayi devrimi ile makineleşmenin artması ile kırdan kente hızlı bir şekilde göç başlamıştır.
Böylelikle toplumsal yapı değişmiş ve birtakım sorunları da beraberinde getirmiştir. Kırdan kente geçiş ile toplumların çatışma yaşamaları, aile yapısının değişimi gibi durumlar ile Sosyoloji bilimi ortaya çıkmıştır. Sosyoloji, insanları ve toplumları anlamaktır. İnsanların ekonomik sorunlarını, ailevi problemlerini, köylülerin geçim sıkıntılarını dinlemek ve çözüm bulmak, yaşlıların, engelli bireylerin, farklı cinsel yönelimlerin yaratmış olduğu dışlanmışlıkları anlamak ve sesi olmaktır. Kısacası toplumdaki her türlü insanları dinlemek, özel bireylerin(engelli, yaşlı vb.) sesi olmaktır. Yani kısacası Sosyolog toplumun sesi, kalbidir..
Sosyolojinin ilgilendiği dallar nelerdir?
Sosyoloji, tek boyutlu bir bilim dalı değildir. Birçok disiplini içine almaktadır. Siyaset biliminden Ekonomiye, Antropolojiden Arkeolojiye, Sanattan Felsefeye,Psikolojiye kadar hepsiyle iç içedir. Çünkü Sosyolojinin araştırma nesnesi insan ve
toplumdur. İnsanlar çok boyutludur. Ekonomi, Siyaset, Aile ve Evlilik, Edebiyat,Sanat ve daha sayamayacağımız birçok alan ile insanlar ilgilenmekte ve araştırmakonusu olmaktadır. Dolayısıyla Sosyoloji geniş bir yelpazeye sahiptir.Aile kavramı ve
Sosyolojiye dair.
Aile kavramı Sosyolojinin inceleme nesnesi olarak karşımıza çıkmaktadır.Sosyoloji kavramını yukarıda değindiğim gibi kısaca Toplum bilimidir. Toplumun değişimi ve dönüşümlerini ele alıp açıklayan, toplumsal sorunlarını tespit edip çözüm
bulmaya çalışan bir bilim dalıdır. Aile ise; Anne, Baba ve Çocuklardan oluşmakta ve toplumun en küçük yapı taşıdır. Aileler toplumu oluşturmaktadır. Böylelikle Sosyoloji, Aile kurumu ile iç içe olmaktadır. Aile kavramını biraz daha açıklayacak olursak;
Erkek ve kadının karşılıklı olarak birbirleri ile yasal haklar elde ettikleri ve birbirleri ile hem yasal hem de toplumsal olarak onaylanmış, evlilik yoluyla kurulan bir kurumdur. Sosyoloji Aileyi, geçmişten günümüze kadar geçirdiği aşamaları, değişim
dönüşümlerini araştırıp ele alırlar. Mesela Geleneksel toplumlarda Geniş Aile yapısı Büyükanne, Büyükbaba, Baba, Anne ve çocuklardan oluşurken Modern toplumlarda yerini Çekirdek Aile olan Baba, Anne ve evlenmemiş çocuklara bırakmıştır. Bunun
yanında sadece Ailenin yapısını ve değişimlerini açıklamakta kalmaz, Evlilik, Aile içerisindeki çatışmalar, Aile içi iletişim sorunlarını, boşanma gibi problemleri de ele alıp incelemektedir. Bütün bunlardan ziyade değinmem gereken en önemli konu, Aile kavramını sadece Sosyologlar incelememektedir tabi. Sosyolojinin yanı sıra Antropoloji, Arkeoloji, Psikoloji, Tarih gibi bilim dalları da ele almaktadır.
Sosyoloji ve Aile Danışmanlığı
Sosyolojinin ve Aile kavramının ne olduğunu biraz da olsa anlamış bulunmaktayız. Peki Aile Danışmanlığı da nedir diyenleriniz elbette olacaktır. Aile danışmanlığı; Aile birliği ve bütünlüğünü koruyabilmek ve bu sorunlarla birlikte mevcut sorunların çözümlerini amaçlayan Aile danışmanları, bu amaçlar doğrultusunda aile içi iletişim sorunlarını, problemlerini, anne-baba ve çocuklar arasındaki birlikteliği korumayı, kayınpeber ve kayınvalide gibi aile büyüklerimizin ailelere müdahale etmesi ile oluşan huzursuzluğu en aza indirgemek, bunun yanında aile içi şiddeti ortadan kaldırmak ve sağlıklı bir evlilik hayatını oluşturmaya çalışan bir danışmanlık hizmetidir. Ancak Aile Danışmanlığını belirli bir eğitimden geçtikten sonra elde edilmektedir. Aile,
Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ nın kanununa göre Sosyoloji, Sosyal Hizmetler, Psikoloji, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik gibi bölümlerden en az 4 yıllık mezun olan kişiler, toplamda 450 saatlik Aile Danışmanlığı eğitimi alarak Aile anışmanlığı unvanını elde etmiş olurlar.
Sosyologlar da Aile Danışmanı Olabilmektedir.
Toplumumuzda birçok kişi ne yazık ki, Sosyologların Aile danışmanı olma yetkisinin olduğunu bilmemektedir. Yukarıda da bahsettiğim gibi Bakanlığın kanununca Sosyologlar da Aile Danışmanı olabilmektedir. Aile ve Sosyolojinin iç içe olduğunu, Aile kurumları ile toplumların oluştuğunu bahsetmiş bulunmaktayım. Ancak bütün bunlara rağmen bazı meslek grupları Sosyologlar Aile Danışmanı olamaz, Ailevi sorunların ne olduğunu bilemez gibi söylemler ile karşı karşıya kalmaktayız. Bu şekilde söylemler ile ne yazık ki Sosyologların üniversitede yıllarca almış olduğu Aile ile ilgili dersleri, çalışmalarını, en önemlisi de Bakanlığın kanununu çöpe atmaktadırlar. Bu tarz konuşmalar ile emeğimizi çöpe atacak, Sosyologları yok sayacak ifadeler duymamak ümidi ile. Hangi mesleği icra edersek edelim, her nerede olursak olalım, etik ve erdemli olma en önemli ilkemiz olması dileklerimle.
Sevgiyle kalın..